Home / Haberler / “Edebiyat ve Seyahat” Dosya Konulu Yeni Sayımız Yayınlandı

“Edebiyat ve Seyahat” Dosya Konulu Yeni Sayımız Yayınlandı

Dergimizi PDF olarak okumak ve indirmek için tıklayınız

Muhterem Okurlar

Şaban Sağlık, Tolstoy’a atfedilen bir sözü, Sanatın / Edebiyatın
Temeli “Seyahat”tir isimli metninde tekrar hatırlatır bize: “Bütün
hikâyeler şu iki yoldan biriyle başlar: Ya şehre bir yabancı gelir; ya
da şehirden herhangi bir kişi yola çıkar.” Gidiş ve gelişler, tanışmalara,
keşiflere ve mevcut meziyeti sağlamlaştıran değişime ilk adımdır.
Zira yeni bilgi ve görgüler, kişinin kendisi olma şartlarını hazırlar.
Ancak biz, toplum olarak daha yirmi, yirmi beş yıl öncesine kadar
seyahat etmeyi pek sevmezdik. Zaten kültür alışkanlıklarımız da
maddi şartlarımız da böylesi etkinliğe harcananı gereksiz görürdü.
Elbette kişiyi gurbete salan aşk, iş, hastalık ağrısını, askerlik, öğrencilik,
tayin, sürgün ödev ve görevlerini seyahat zevkiyle ağırlayamayız.
Bunlardan bazı yollar seyahate çıkabilir. Fakat biriktirdiği anlam,
hazdan çok kendi içindeki acıyı ovar. Hatta o kadar hikâye arasında
anlatacağını bile bulamaz.
Bize göre gurbette “Dünya Kitabı’nı Okumak” anlamak ve anlatmak
geneli aşan maharettir. Ve çok defa bizim uğraş payımıza düşmez.
Nitekim huzurun hanede bulunacağını önerdik, saadeti hanemizde
aradık. İlgimiz, yakınlarımızın serüvenineydi. Dahası pekmezin
iyiyse, sinek Bağdat’tan gelir dedik ve mutluluk tablosunu hane
duvarına astık. Belki de bu sebepten özel ve özgün seyyahlarımızın
eserlerini, eserlerin ürettiği sonuçları dışa pek taşıyamadık. Sandıklarda,
dolaplarda, raflarda sakladık.
Vefa Taşdelen, bu meyanda seyahat ihtiyacını “mesken sevgisi”
ile giderdiğimizi söyler. “Aslında biz en azından yarı göçmen bir
toplumdan geliyor(uz). Zamanında sürekli hareket hâlinde olan bir
toplum(dan). Kültürel genlerimizde böyle bir tarih var. Moğolistan
ve Çin içlerinden Balkanlar’a kadar on binlerce kilometrelik bir alanda
sürekli hareket hâlinde ol(muşuz). Ancak kişisel tecrübe anlamında
ondan uzağız…” Yani seyahatten…
Vefa Taşdelen şimdilere dair görüşünü ise bir cümleyle belirtiyor:
“Seyahat sevgisi ve kültürü zayıf, hareket etmeyi sevmeyen, farklı yerlere
özlem duymayan, dağların ardını, ufukların ötesini merak etmeyen,
yere (meskene) bağlı bir nitelik gösteriyor(uz).”
Hâlbuki gerçekleştireceğimiz seyahat günlerinde zenginliğimizi
ve tercihlerimizi ileri sürmek, yürümek kadar kolaylaşacaktı. Arzularımızı
ulu orta sergilemekten çekinmeyecektik. Çünkü özgür olduğumuza
inanacaktık. Hâliyle “dışarda” yapıp etmelerimiz özgürlüğe
bakışımızla alakalı olacaktı.
Bu sayımızda Ali K. Metin, konuyla ilgili görüşlerini şu paragrafla
açıklıyor: “Özgür olmayan bir akla ne kadar güvenemezsek, gezi için
de aynı şeyi söylemek mümkün. Özgürlük gerçek bir gezi çabasında
tayin edicidir. Geziyi hakiki bir tanıma ve anlama süreci/tecrübesi
haline getirmek için bakacağımız yeri bilmek ve kendi bakış açımızı
oluşturmak temel bir önceliktir.”
Milay Köktürk de özgürlük alanını daha bir berraklaştırır ve yolcunun
kişiliğine ekler: “Özgür olmanın yolu her şeyi askıya almak,
her şeye başkaldırmak değildir.” Aksine “Özgürleşmek bir amaca,
kendi koyduğu amaca kendi isteğiyle yönelmek, kendi eyleminin
faili olmaktır. Özgür ruh kendi kararının icracısıdır.” Muhataptan
beklediğimiz sorumluluk bu.
Gelecek sayımızın dosya konusu: Sanat ve Edebiyatta renkler
Yeniden buluşmak ümidi ve dileğiyle Allah’a emanet olunuz.
Not: 104. sayımızda söyleşi konuğumuz Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Kök, sehven
Prof. Dr. yazılmıştır. Konuğumuzdan özür dileyerek okurlarımıza duyururuz.
Bizim Külliye

Check Also

“Suç ve Ceza” Dosya Konulu Yeni Sayımız Yayınlandı

102. sayımızı duyguların en baskını “Suç ve Ceza” dosya konulu yeni sayımız yayınlandı. Yeni sayımıza …

Bir Cevap Yazın