Home / Basında Külliye / GÖNÜL VE ZİHİN IŞIĞIMIZ : BİZİM KÜLLİYE

GÖNÜL VE ZİHİN IŞIĞIMIZ : BİZİM KÜLLİYE

Yayın Yönetmenimiz Nazım Payam Fırat Gazetesine Bizim Külliye Dergisini anlattı…

 

Röportaj Songül Dursun

Dergiler, milletlerin kültür ve sanat varlıklarını koruyup sürdürmelerinde, gelişip zenginleşmelerine, tanıtılmasında önemli rol üstlenirler. Dergiler, bir taraftan toplumun mevcut kültür değerlerini tespit eder, derler, öte yandanmevcut kültürü, sanatı işleyecekleri yetiştirirler.Yetiştirdiklerini, ele aldıkları konuları hem de yurt dışında tanıtmaya, tartışmaya açarlar.

17 yıldır ilimizde yayın hayatı sürdüren BİZİM KÜLLİYE’nin Genel Yayın Yönetmeni NAZIM PAYAM ile siz değerli okurlarımız için konuştuk.

 

Hocam, Bizim Külliye’nin yayına ilk giriş sürecini yayınlanma amacını, hedefinizi okuyucularımıza anlatır mısınız?

Dergimiz 1999 yılında,İzzetpaşa Vakfı’nın himayeleriyle yayın hayatına başladı.

Dergimizin isim babası,bizleri dergi çıkarmak için vakfa davet eden eğitimci yazarımız M. Naci Onur beydir.

Bizim Külliye, yerel değil, ancak yerli bir dergidir. Milletimizi kuşatan ne varsa onu sanat ve kültür açısından irdeler, yeniden düşünülmesine,hissedilmesine hizmet eder, yeni üretimlerin teşvikinde bulunur.Türk kültür tarihi içinde bir kilometre taşı olmaya niyetlenir. Bu anlayışla Elazığ’dan yayın hayatını sürdürmektedir.

Neden Külliye?

Hamimiz İzzetpaşa Vakfı ya; “külliye” adlandırması bu hamilikten gelmekte.

Külliye; ‘bir caminin çevresinde cami ile birlikte kurulmuş okul, yurt, kütüphane, aşevi, garaj, hamam, hastane ve dükkânlar bütünüdür.’ Dergimiz de İzzetpaşa Vakfı külliyesinin bir parçasıdır.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde sadrazamların örtülü sorumlulukları arasında bir de vakıf kurmaları vardı. Kurulan vakfın külliye çevresinde yahut kendi hanelerinde sohbet ortamları oluşturulur, devrin sanatçıları ve bilim adamları din, sanat, kültür, iç ve dış gidişata dair meseleleri konuşur, tartışırlardı. Bu gelenek Atatürk’ün açtığı sofrada da devam etmiştir. Bu bir külliye geleneğidir, bu geleneği “Külliye” ismiyle de yaşatmaya çalışıyoruz.

Derginiz kaç sayfadan oluşmaktadır?

Bizim Külliye Dergisini ilk çıkardığımızda 50 sayfaydı. Sonraları yazar, şair ve okur ilgisinden 16 sayfa arttırdık. O artış ilerleyen yıllarda da devam etti. Bugün üç ayda bir 112 sayfa çıkarıyoruz. Bizi 128’e zorlayan gönlü ganilerimiz var. Ama bir yerde durmak lazım.

Elazığ’ın en uzun ömürlü dergisi oldunuz?

Evet. Galiba Yeni Fırat dergisi 34 sayı çıkmıştı.

Sayın Hocam derginin kurucuları ve yazar kadrosu hakkında bilgiler verir misiniz?

Dergimizinİzzetpaşa Vakfı adına sahibi ve yazı işleri müdürü Nihat Eriş, tashihte Mahmut Bahar, dizgi ve tasarımda Aydın Karabulut, basın ve medya sorumlumuz Gıyasettin Dağ’dır. Mutfağımızda ise Necati Kanter, Kemal Batmaz, Taner Namlı, A. Faruk Güler, Ömer Kazazoğlu bulunmakta.

Yazar, şair kadromuza gelince hem yurt içinden hem de yurt dışından besleniyoruz.Yavuz Bülent Bâkiler, Yahya Akengin, Nurettin Durman, Köksal Alver, Namık Açıkgöz, Vefa Taşdelen, Levent Bayraktar, İmdat Avşar, Senail Özkan, Nazım Hikmet Polat, Mehmet Aycı, Rıfat Araz, Milay Göktürk, Tarık Özcan, Seval Koçoğlu, Muhammet Hüküm, D. Mehmet Doğan, Mehmet Kurtoğlu, Mustafa Özçelik, Muhsin İlyas Subaşı, Serdar Arslan bunlardan bazıları.

Derginin her sayısında en az 36 tane yazar ve şairimiz yer almaktadır. 70. sayıya ulaştık varın siz hesaplayın.

Derginin Elazığ’ a ve kültürümüze kazandırdığı ne gibi katkıları oldu?

Sofra burada kuruluyor. Oysa gerek yurt içinde gerekse yurt dışında birçok aboneye ulaştık. Ulaştıklarımız bizim zevkimizden, lezzetimizden, sesimizden nasipleniyor. Her sayımızda mutlaka ve en az on tane Elazığlı şair ve yazarımızın metinlerini yayımlıyoruz. Hem dergimizin kültür-sanat dünyasında saygın bir yer edinmesi Elazığ için bir artı değil mi? Türkiye’de kaç ilin sesine vasıta yapacağı bir dergisi var? Tohum toprağında yeşerir. Meyvesini de dibine döker.Ayrıca her sayımızı bir dosya konusuyla işliyoruz. Ahmet Kabaklı Hocamızı, destan şairimiz Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu’nu ve Harput’u kültürüyle, sanatıyla dosyalarımızda konu edindik.

Her sayınızı bir dosya konusuyla işlediğinizi söylediniz. Şimdiye kadar hangi konuları işlediniz birkaçını sayarmısınız?

Mesela EdebiyatımızdaEdebi Türler, Roman, Hikâye, Şiir ve Deneme dosyaları, Edebiyatımızda Kadın, Edebiyatımızda Çocuk,Edebiyatımızda Aile, Edebiyatımızda Mekân,Edebiyat ve Tasavvuf, Edebiyat ve Metafizik, Edebiyat ve Mitoloji, Edebiyat ve Felsefe,Edebiyat ve Tarih, Edebiyat ve Poetika,Edebiyat ve Politika işlediğimiz dosyalardan akla ilk gelenler.Ele aldığımız bazı dosyalar üniversite öğrencilerine kaynak olarak gösterildi.

Sayın Kadir Koçdemir Eskişehir valisi iken Varlık, Türk Edebiyatı, Kardeş Kalemler, Türk Yurdu ve Bizim Külliye’yeYunus Emre Özel Sayısı hazırlama teklifinde bulunmuştu. Bu dergiler içerisinde en sevilen ve doyurucu olan Bizim Külliye’nin hazırladığı Yunus Emre Özel Sayısı oldu.

Hedef kitleniz kimler?

Okumayı, düşünmeyi, hissetmeyi sevenler ve yazmaya yeltenenler. Ayrıca Kültür ve Turizm Bakanlığı dergimize abone, haliyle hemen hemen bütünkütüphanelere dergimizin ulaşmasını sağlıyor.

Biraz da Bizim Külliye Dergisinin ödüllerinden bahsetsek?

2007 yılında Türkiye Yazarlar Birliği tarafından yılın en iyi dergisi ödülüne layık görüldük.2008 yılında Balkan Aydınlar ve Yazarlar Birliği tarafından yılın en iyi dergisi seçildik.2014’te Türk Dünyası Yazarlar ve Sanatçılar Vakfı (TÜRKSAV) Türk Dünyası Hizmet ödülü aldık, 2015 yılında İstanbul Belediyesi ve Türk Yazarlar Birliği tarafından düzenlenen “7. İstanbul Edebiyat Festivali”nde istikrarlı ve kaliteli yayınlarımızdan ötürü Şeref Beratı verildi.

Başarılarınızı neye borçlusunuz?

Birincisi Bizim Külliye Dergisi vakıf himayesinde olduğundan maddi kaygı taşımamaktadır. Akabinde gönüllülük esasına,ciddiyetimize, çalışmalarımızı istismar etmeyişimize…Popülist bir tavır içinde bulunmadık, yıldızımızı hemen parlatmaya çalışmadık. Amacımız, kültürümüzün, sanatımızın geleceğine yatırım yapmak.

Tabii sizin özel sanat çalışmalarınız devam ediyor?

Daha önceleri Şehrin Eylül Tarafıisimli deneme kitabım yayımlanmıştı. Ama denemeciliğimin yankısı Ötüken Neşriyat’ta yayımlanan Ses ve Yaz ile duyuldu. Bu eser yayımlandığı yıl hem Türkiye Yazarlar Birliği hem de Edebiyat, Sanat ve Kültür Araştırmaları derneği yılın deneme kitabı seçti. Yine 2016 yılının Mart ayında Bizim Külliye’nin atmosferinde oluşan Sılası Türkçe isimli kitap taslağını Ötüken Neşriyat’a gönderdim. Mart, nisan ve mayıs ayları ise “Ermişler Risalesi”ni yazmakla geçti. Yetmiş yapraklı şiir demeti. Oysa Türk Edebiyatı Vakfınca yayımlanan  “Ateş Islağı” isimli eserim bahar, yaz, kış demeden ne çok yıl biriktirmişti bende. Velhasıl Bizim Külliye mensubuysan ya okuyacak ya yazacaksın.

Çalışmalarınız bizleri bir yerlere taşımaya, zenginleştirmeye kurulu, size teşekkürler, Bizim Külliye’ye ve camiasına uzun ömürler dileriz…

 

Röportajın linki için tıklayınız

Check Also

külliye 99 Kapak Sırt ve Reklam

“Edebiyatımızda Fütüvvet ve Ahilik” Dosya Konulu Yeni Sayımız Yayınlandı

“Edebiyatımızda Fütüvvet ve Ahilik” dosya konulu yeni sayımız yayınlandı. Yeni sayımıza katkı veren yazarlarımız şunlardır. …

Bir Cevap Yazın